Hep dakik, düzenli, programlı olmak zorunda mıyım? Bırak dağınık kalsın diyemeyecek miyim bi kere. Tamam çok mükemmelim (çok mükemmel ne demek) hatta çok çok mükemmelim(???) biliyorum, ama o da bi yere kadar canım.
Bazen canım kahvaltıdan sonra masayı toplamak istemiyor. Bazen masayı topluyorum da canım boşları makineye doldurmak istemiyor. Bazen evin her bir metrekaresine oğlumun üç oyuncağı düşüyor. Bazen de katlanacak çamaşırları getirip salonda koltuğa yığıyorum. Onları da toplamak, katlamak vs istemiyorum. Kendi evimin dağınıklığında rahatsız edilmeden dinlenmek istiyorum. Neden beni rahatsız ediyorlar ki?
Ev dağınık mı, hemen ani misafir gelir, misafir gelmezse evi hep bal dök yala kıvamında olan komşu abla oturmaya gelir, o da olmadı kargocu çalar kapıyı ya da sitenin teknik personeli ya da başka alakasız biri. Bi bırakın azıcık miskinlik yapayım. Ama yok.
Bugün de iki arı geldi. Evet evet arı. Bal arısı.
Yani kahvaltıda reçel yemek ve sonra reçel kâsesini mutfak tezgahına bırakmak suç mu?
Ben haşerattan hiç hoşlanmam. Ölüsünden bile korkarım. Karşılaşınca sırtıma ürperti gelir. Eşim evde yokken görsem huzurum kaçar. Olduğu odanın kapısını kapatır, asla uğramam. Bir hamamböceği yüzünden evi terkettiğimi bilirim.
Bu arılar da öyle hayvanlar ki, bi geldiler mi gitmek bilmiyorlar, dolaşıp duruyorlar sarhoş gibi.
Önce biri geldi. Mutfaktan girdi hop salona. Sonra da diğeri. Gudu salondaydı. Ben hemen taarruza geçtim.
Oğlum söz konusu olunca ben bırak arıyı, bırak böcek fobisini vahşi bir amazona dönebilirim. Bir aslana tekme atabilir, bir yılanı kuyruğundan tutup havada sallayabilirim. Annelik iç güdüsü bu. Başka şeye benzemez.
Nitekim arılar eve gelince de öyle oldum. Önce bir havlu ile düşmana koşan bir cengâver gibi onları püskürttüm. Ara ara üstüme üstüme pike yaptıklarında çığlıklar atmış olabilirim. Ehheh, minicik sesler çıkardım diyelim.
Onları öldürmeyi asla istemedim ama. Hayvanlara eziyet edilmesine karşıyım ben de her duyarlı insan gibi) amacım pencereden dışarı çıkmalarını sağlamaktı. Ama inat ettiler. Ikiye karşı bir kişiydim ve ayrıca ortada savunmasız bir bebek vardı. Başka çarem yoktu. Ben de dolaptan sineksavarı çıkarıp püskürttüm. Nasıl bir tepki vereceklerini bilmiyordum; Öldüler. :((
Böyle can çekişe çekişe ölmelerini istemezdim. Ki bu kadar korkmama rağmen zaman zaman hayvanların hayatını kurtarmışlığım vardır. Bir kaç defa ters dönen böcekleri düzeltmişliğim, bir yavru kediyi sıkıştığı yerden kurtarmışlığım bile var. (Ben bir kahramanım)
Evet öldüler.
Oğlumla, muntazam pankeklerim, yazın yaptığım şeftali reçelimle geçirdiğim oyunlu moyunlu keyifli sabah iki arının cesediyle son buldu.
Çok hazin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder