Geçenlerde yabancı bir reklam gördüm. Sloganı buydu: Dünyanın en zor işi çocuk büyütmektir. Kesinlikle katılıyorum.
Dünya üzerinde bu kadar sevilerek yapılıp bu kadar yoran başka bir iş var mıdır? Hem de ömür boyu, her zaman, her dakika, her saniye. Yanınızda değilse aklınızda, aklınızda değilse kalbinizde. Düşünün ki daha bu dünyada yokken, kim olduğu bile belli değilken karnınızda. Ve görmediğiniz birini daha o zamandan bu kadar sevebilmek ne kadar enteresan.
Ve sizi yoran, evinizi kirleten, uyutmayan, bazen cinnet geçirten, 'büyüdükçe derdi de büyüyen' birini bu kadar sevmek. Parmağına taş değse içinizin parçalandığı, hasta olunca ağlayacak kadar sevmek.
Dün akşam oğlum bisikletinden düşüp kafasını sehpanın kenarına çarptı. Ciddi birşeyi yok. Ama ben kendimi suçluyor ve düşündükçe ağlamaklı oluyorum. Evet, çocuk o. Düşe kalka büyüyecek. Ama ben onu canının azıcık bile yanmasına tahammül edemeyecek kadar çok seviyorum. Bu sevgidir bana bu satırları yazdıran.
Ve hep duamdır: Allahım! Kimseyi yavrusuyla sınama.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder