UA-48803772-1

8 Aralık 2014 Pazartesi

Eminönü' nden Notlar

    Bugün yine dışarıya attım kendimi. Yavruyu ve sevgiliyi güvenli bir yere bıraktım. Sonra Eminönü' nü talan ettim. 
        Bir semt bu kadar mı güzel olur Yarabbim! 
       Bütün sokaklarına, bütün dükkanlarına girdim, çıktım. Bazen kalabalıkta fenalık geçirdim, bazen böbreğime dirsek yedim, bazen yolumu kaybettim ama yılmadım. Ne kadar saçma sapan ıvır zıvır varsa hepsinden aldım. Renkli kurdeleler, kurabiye kalıpları, her renkten pelur kağıdı, ponponlar, keçeler... Ne yapacağım konusunda hiç bir fikrim yok. "Ucuz bulmuşken alayım, bir gün lazım olur." Mantığım bu. Hay ben mantığıma!!
     Şaka maka, hepsini kullanacağım zaman geliyor. Zaten bütün gün evdeyim. Bişey üretmezsem çıldıracağım. 
      Gudu doğdu ya, o güzelim tahsilli, iş güç sahibi, topuklu ayakkabılı kadın gitti, nur topu gibi bir kocasının parasını çar çur eden hobi kadını geldi. En ev kadını cinsinden. 
   Gerçekten de hobi kategorisine giren ne varsa hepsine hunharca saldırıyorum. Ve şunu da söyleyeyim ki, hepsinin üstesinden öyle güzel geliyorum ki. Hahhay
      Bir gün makaron yapıyorum, bir gün keçeden kapı süsü yapıyorum, bir gün bir bakmışsın hoop resim çiziyorum. Çoğunu ailece tüketiyor/kullanıyoruz. Bazen de sevdiğim insanlara hediye ediyorum. 
       Öyle rahatlıyorum ve öyle mutlu oluyorum ki, eserimi dakikalarca sırıtarak izliyorum. 
      Şimdi, bugün ayrı bir heyecan yaşıyorum. Çünkü Eminönü'nden polyester bir tepsi aldım. Ve de renkli boyalar. 
     Son zamanlarda çok popüler bu polyester ürünler. Hem de çok pahalı. Ne gerek var kendin yapmak varken. 
        Az önce heves heves tepsinin alt kısmını boyadım. Ilk defa yapıyorum ya, mundar olmasın diye. Yarına kadar kuruyacak. Yarın da üst yüzeyini boyayıp, öbür gün de sevgili kocama onunla çay servisi yapacağım. 
        Ne büyük mutluluk!  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder