Oğlum yürüyor. İlk adımlarını yaklaşık iki ay önce daha dokuz ayı bitmeden atmıştı zaten. (Ben de sekiz aylıkken yürümüşüm) İlk yürüdüğü günü hiç unutmam. Bir anda ayakta durdu ve beş adım attı. Ben şoklarda.. hem ağlıyorum hem telefonda eşime anlatıyorum. Arada da yavruyu korkutacak bir sevinçle 'sen yürümeye mi başladın, büyüdün mü sen' diye bağırıyorum. :))
Şimdi oğlum kendi kendine bütün evi dolaşıyor. Maşallah, şükürler olsun.
Ama çok yoruluyorum ya.
Herşeyi inceliyor. Kapıyla oynuyor, açıyor kapatıyor, açıyor kapatıyor, sonra gözü kalorifer peteğine çarpıyor, ona bir süre ellerini vurduktan sonra mutfaktaki damacanayı farkediyor, onu sürükleme çabaları boşa çıkınca perdeyi çekiştirmeye başlıyor, ordan sehpaya, ordan çekmeceye, ordan lavaboya. Allahım, bütün gün bu şirin yer cücesinin arkasında ordan oraya gidiyorum.
Kendince dünyayı keşfediyor, bu yüzden olabildiğince müdahale etmemeye çalışıyorum. Hayır kelimesinin anlamını biliyor artık. Hayır dediğimde hemen duruyor ne yapıyorsa, ama bu sefer ben onu kısıtlamış gibi hissediyorum. Ona haksızlık yapıyormuşum gibime geliyor.
Acaba minik oğlum çöp kutusuna dokunmaması gerektiğini, televizyonun kablosunu çekiştirmemesi gerektiğini, telefonumu dan diye yere fırlatmaması gerektiğini falan ne zaman öğrenecek? Belki o zaman biraz rahat ederim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder