UA-48803772-1

2 Eylül 2014 Salı

Evlat Kokusu


    Hayatım boyunca hep kokulara karşı hassastım 
    Daha küçük bir çocukken evimizin sokağına dökülen kum yığınına yağmur yapınca beni o kumdan kimse çıkaramamıştı günlerce. Ne güzel kokuyordu. Mis. Sonra sokağımızın ileri gelenleri bende demir eksikliği olduğuna hükmettiler. Ben kumu yemiyodum ki, kokluyodum sadece. Bilmiyom ki sonra ne oldu.
    Sonra bi de annemin deterjan dolabı vardı ben küçükken. Şimdiki gibi deterjan dolaplarında milyon tane farklı temizleyici olmazdı. Hasır torbası içinde kalıp kalıp yeşil sabun ve içinden hediye bileklikler çıkan çamaşır deterjanı kutusu olurdu. O kadar. Yeşil sabunları koklamak için sık sık o dolaba girer otururdum orada. :)) sürükleyerek çıkarırlardı. Çok güzel kokuyordu ama. 
    Hala da yeşil sabun kokusuna hastayım. Hatta hamileliğimde yeşil sabuna feci şekilde aşerdim. Hatta ve hatta bir gün gizli gizli köpürtüp köpüğünden yedim. Ama tadı kokusu gibi güzel değildi. Neyse ki. 
    Sonra ben büyüdüm. Yeni şehirler gördüm.( her şehrin bi kokusu vardır bence.) yeni yemekler tattım. Çeşit çeşit parfümlere, kremlere, ıvıra zıvıra sahip oldum. Hep kokularına baktım da aldım. Kokusu güzel olan şey güzeldi benim gözümde. 
    Sonra bir sevgilim oldu. Onu kokusundan bağımsız çok sevdim. Bi süre sonra baktım ki zaten çok güzel kokuyormuş. Sahi aşk böyle bişey miydi?  Sevdiğin için öyle görmek. Ve ya öyle istediğin için hayatın karşına çıkarmış olması. Şirin bir denklem bu! 
    Yıllarca onun güzel kokusuyla mutlu mesut yaşadım. Hemen hemen bütün dallarda olduğu gibi, en güzel kokma dalında da birinciliği aldı. (Ne demiştik, aşktan di mi) Burnumu boynuna dayadığımda güvenli, huzurlu ve bana ait bir bahçeye gittim hep. 
    Sonra bizim oğlumuz doğdu. Işte kokunun ne demek olduğunu, insanı nasıl büyülediğini, insanın ruhuna nasıl hükmettiğini, nasıl içinde kaybolunduğunu o zaman anladım. Öyle güzel, öyle güzel kokuyordu ki oğlum birinciliği hemen kaptı. Kalbimin, aklımın, bütün hayatımın birincisiydi o artık. 
    Bahsettiğim öyle bir koku ki; görecelilik kavramının tepetaklak ediyor. Adına evlat kokusu diyorlar. Allah tarafından bahşediliyor. Sevmemek mümkün değil. Ki, sevgili peygamberimiz 'evlat kokusu, cennet kokusudur' demiş. Bundan ötesi var mı? 
    Bu yazıyı okuyan ben olsaydım ilk birincinin son durumunu merak ederdim. :))
Kocam hiç itirazsız tahtını oğluna bırakıp sessizce ikinciliği kabul etti oturdu. 
   Bazen şeytan dürtüyor. Onun da kalbindeki birincinin artık ben olmadığımı düşünüp huzursuz oluyorum. Ona o kadar aşığım ki, benden çok seviyor olduğu kişi oğlumuz bile olsa rahatsız oluyorum. Tuhaf bir ruh hali bu, düşününce rahatsızlık veren. Neyse, bu konuyu kapatıyorum. Herkese kokulu günler!!! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder